İnsan tarihinin doğanın oluşumu ve gelişimi içerisinde yalnızca küçük bir zaman aralığını işgal ettiği gerçeğinden hareketle çevrenin genelde sanatın, özelde ise edebiyatın bir arka planı olmadığını, aksine bireyi ve eserini kuran, doğrudan belirleyici etkilerinin olduğu açıktır. Sanatın her dalında verilen ilk eserlerin çevre ile olan yalın ve içten birlikteliği, Türk edebiyatına gelindiğinde ise kadim edebî metinlerin neredeyse varlık nedeninin çevreye verilen önemin ve onu kutsayan anlayışın bizatihi kendisi olduğu hatırlandığında, çevre-insansanat üçgenin bir “yaşam döngüsü” ifade ettiği anlaşılacaktır. Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlar’dan Sibirya’ya çevrenin her tür rengini, dokusunu ve görüntüsünü kelimelerine nakşeden, cevreden binlerce yıl boyunca beslenerek bu alandaki hafızayı koruyan ve aktaran, çevre-insan odaklı köklü ve zengin bir külliyatla ışıldayan Türk edebiyatı, çevreci düşünce alanına katkı sağlayacak niteliklere fazlasıyla sahiptir.
Çevresel sürdürebilirliği destekleyen akademik faaliyetler ile sanat ve edebiyat alanlarında atılacak adımlara destek vermeyi sorumluluk kabul eden Üniversitemiz, 27-28 Mayıs 2022 tarihlerinde çevrim içi olarak Edebiyat ve Çevre Sempozyumu adıyla, Türk edebiyatı başta olmak üzere etkilendiği diğer edebiyat sahası ve disiplinlerini de kapsayan verimli bir etkinlik gerçekleştirmiştir.
Sempozyumda, Türkiye’de Türk edebiyatı ekseninde çevreci düşünce üzerine çalışan araştırmacıları bir araya getirerek disiplinler arası bir paylaşım ve tartışma ortamı sağlanmış, bu alandaki birikim değerlendirilmiş ve yeni çalışmalara yönelik iş birliği teşvik edilmiştir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.